• geçenlerde mavi jeans ile ilgili girdiğim bir entryden dolayı sağ olsun bazı arkadaşlar çok alaka gösterdi ve başka konularda da önerilerimi paylaşmamı istediler. sonra sokakta mütemadiyen gördüğüm ve çalıştığım yerlerde alışveriş yapan adamların durumunu gözden geçirince naçizane birkaç tavsiyede bulunmaktan zarar gelmez diye düşündüm. en nihayetinde burada herkes mesleği veya kompetanı olduğu bir konu hakkında bilgilerini paylaşmıyor mu? e ben de 18 yıldır mağazacılık ve moda işinde olduğum için bildiklerimi paylaşayım istedim.

    eaahh sikerler lan ne anlattırıyorsunuz bana sabahtan beri nişanlısına hesap verir gibi. iğrenç giyiniyorsunuz işte bu kadar açık. ukalalık olarak algılarsanız da umrumda değil açıkçası. girizgahı da yemişim, direkt konuya akıyorum valla.

    sözlerime coco chanel'in ''moda geçer, stil kalır'' sözleri ile başlamak istiyorum. kim mi coco chanel? atatürk'ün tsk üniformalarını tasarlattığı geçtiğimiz yüzyılın (bana göre gelmiş geçmiş) en büyük moda tasarımcısı. yanlış duymadın; zamanın en büyük modacısına ordu üniforması tasarlatacak vizyona sahip bir adamın kurduğu ülkede yaşıyorsun sen. ama şu kılığına bi bak hele? oturmuş salkım saçak ''atatürk ne büyük adammış yaeee'' diye anlatıyor. hiç mi bakmadın adamın ne kadar özgün bir tarzı olduğuna sen arkadaş? hiç mi o fotoğraflardaki mükemmellik dikkatini çekmedi? ben anıtkabire gittiğim zaman adamın 90 yıl evvel giydiği kıyafetlerden alamıyorum kendimi.

    başlayım en iyisi:

    - en başında bir stiliniz olsun. mesela bir kadın size hediye alacağı zaman gittiği mağazalarda kıvransın böyle. gördüğü her şeyde siz aklına gelin ve ''o bunu giymez'' diyebilsin. tarzınızı bilse de gözü onu almaya yemesin. on tane mağaza gezsin ve sonunda gitsin kitap-tıraş seti falan almakta bulsun çareyi. pull and bear'da gördüğü ilk dandik tişörtü ''aman giyer işte'' diye almasın. bu annen olur, sevgilin olur, normal arkadaşın olur hiç fark etmez. tarzını yansıt etrafına.

    - favori bir renginiz olsun. o rengi gıyabında görenin aklına gelmelisin. bunun tüyosunu da vereyim sana; mavi tonları erkeğin kurtarıcısıdır. sax mavisi-çivit mavisi-havacı mavisi-ecevit mavisi-bebe mavisi vs. ellibin tane mavi tonu var. seç işte bunlardan birisini ve gerek klasik, gerek spor bu seçtiğin renkten birkaç bir şey edin kendine. (ama anneye dikkat! sağ olsun bugün çok sevdiğim çivit mavisi gömleğimi çamaşır suyu manyağı yapmış. daha doğrusu, çamaşır suyunu gömleklemiş)

    - renk dedim ya; renklerle ilgili bir fikrin olsun. siklamen nedir, yavruağzı nedir, lila hangi rengin açığıdır, inci grisi ile duman grisi arasındaki farkı bil. ilk buluştuğun bir kızın üzerindeki mercan rengi blüze ithafen ''sana kırmızı çok yakışıyor'' deme. şunu unutma ki kadınlarla renk konuşman, onlarla astroloji felsefe konuşmandan daha çok etkilidir. öğrenmesi çok kolay, facebookta kız gönderisi beğenmeye harcadığın zamanın birazını dyo çbs ishakol gibi boya firması sitelerine harca ve oradaki kartelalara bak, renkleri öğren. (fazla da bokunu çıkarma gay sanarlar yoksa)

    - kareli gömleğin içine baskılı tişört giyip önünü açma!

    - sıcak renklerden korkma. 13 yaşından beri bi saplandın siyaha antrasite hala öyle gidiyorsun. her gittiğin mağazada sik gibi atlama gördüğün her siyah şeye. ulan hayatımda siyah-füme pantolon giymedim ama her gittiğim siparişte binlerce bu renkten veriyorum sizin yüzünüzden. e diyorsun ki ''tarzım böyle'' e bi tarzın yok ki ben de o yüzden bunu yazıyorum kardeşim. gri ile pembenin, açık mavi bir jean ile leylak renginin muhteşem uyumuna bırak kendini. sonra içinizde uktesi kalıp da 50'nizden sonra hıncal gibi takılmayın. fıstık yeşili güzeldir mesela. hele ki açık tenliysen...

    - kombinli/uyumlu giyinmeye dikkat et. ne neyin üstüne olur, hangi renk hangi renk ile uyumlu olur bir fikrin olsun. ve hatta kendine yakıştığını düşündüğün alternatif kombinler yarat. mesela mor ile hakiyi bir dene. siyah siyah siyah nereye kadar?

    - mesela camel rengi bir chino pantolon kurtarıcıdır. her şeyle olur namussuz. yine gidip üstüne mal mal tişört giyme tabi. mesela mavi gömlekle ve hatta basic bir jean gömlekle dene.

    - sokaklarda fitness hocası gibi gri kapuşonlu sweat ile gezme. hele ki o yabancı antrenör gocuğu ile hiç gezme! zaten önü kapalı/fermuarsız sweat giyene hiç anlam veremiyorum. ortam sıcaklığı 22 derece olan yerde nasıl yanmıyorsun sen arkadaş? ben olsam kurdeşen dökerim yeminle.

    - son zamanlarda bir de yelek modası başladı sizde. etek altı sivri deri yelek giymediğiniz sürece eyvallah diyorum ama yelek denen şey sadece gömleğin üzerine giyilir benim güzel kardeşim. kazağın tişörtün üstüne giyilmez o. kapuşonlu sweatın üzerine anorak yelek giyenleri ise allah'a havale ediyorum. (takım elbisenin içine giyilen yelekten bahsetmiyorum burada. o pek bi şık olur)

    - deri ceket şu yeryüzünde sadece behzat ç'ye yakışıyor. siz kasmayın! ceket dedim bak dikkat ettiysen, mont değil. deri mont fit adamda güzel durur. benim gibi göbekli bi herifsen uzaktan gören taksici zanneder seni. haa deri mont giyen fit arkadaşlar; kumaş pantolonun üstüne giymeyin onu.

    - belini yanını bir şey tutsun, cırcır olmayım diyorsan düz bir merserize hırka giy, süveter giyme! hatta süveter denen bir giyim nesnesini hayatından çıkar. ''e takımın içine ne giycez? üşüyoruz reyiz!'' e dedik işte yukarıda, o takıma göre yelek giy. ama smart casual veya spor giyimde unut o anlamsız nesneyi.

    - aynı şeyi iki gün üst üste giymeyin

    - kareli gömleğin içine baskılı tişört giyip önünü açma!

    - sade ama kaliteli şeyler edinmeye bak ve sade iddiasız şeyleri aksesuarlarla tamamla. hani güzel ince bir fular olabilir. abartıp sinan engin'in 200 kiloluk atkısı gibi şeyler takma. bir de allasen çıkar o deri bilekliği artık.

    - çorap boyu önemlidir. ''et görünmeyecek!'' bacak bacak üstüne atınca paça ile çorap arasındaki rezalet manzaradan bahsediyorum tabi. onu şeyapmayın işte.

    - bütçesel bir durum bu ama gardrobunuzun olmazsa olmazlarına para harcarken gözünüz arkada kalmasın. lacivert blazer bir cekete, beyaz düz ve mavi gömleklere, siyah kumaş bir pantolona mesela. bunlar senin her zaman elinin altında bulunması gereken şeyler ve en kalitelisinin olmasına gayret et. gidip gidip yeniden alma yani bunları. bir tane olsun, sağlam olsun. kalite üzerinde kendini belli eder merka etme.

    - amına koyim hava iki derece yükselse adanmış gibi çekiyorsun kapriyi/bermudayı ayağına! giy demiyorum bak; tatilde, akşamları arkadaşlarla mahallede veya evde laflarken giy tabi. ama sevgilinle buluşurken/ortama girerken değil lan!

    - şu ''tekirdağ: nüfus 350.000 rakım: buzsuz olsun'' veya sırtında ''ne bakıyon salak'' tarzında espri tişörtleri var ya; işte onu sadece yatarken giy ve sorgula kendini: ''ben beğenmediğim bir filme verdiğim 7 lira için bütün sosyal medya mecralarında paragraf paragraf ağladım ama şu an üstümdeki garabete hangi kafa ile 30 lira verdim'' diye.

    - eğer türkü barda solist değilsen gömleği gırtlağına kadar ilikleme arkadaş. hani iman tahtası denen yerimiz var ya; işte onun üstüne tekabül eden düğme de açık olsun. ve gömleğin kollarını da dibine kadar ilikleme, eğreti durur. iki kat ve hatta dirseğin altına kadar kıvır ki bir tarzın olsun.

    - mecbur kalmadıkça kısa kollu gömlek giyme ve mümkünse mecbur da kalma! haa şık/tarz/vücuduna göre slim bir kısa kollu gömlek olabilir ama cami müezzini gibi kolunu kaldırınca memenin görüneceği bir model (kareli) olmasın o.

    - kareli gömleği seviyor olabilirsin. eyvallah. güzeldir de ama bütün markalar bu modelleri çalıştığı için bir çoğu birbirine benzer bunların. öyle bir desen seç ki akılda kalsın. ama kesinlikle beyaz veya siyah zeminli olmasın. karelide esas renk kırmızı ve mavinin içine yedirilmiş yeşil tonlarıdır.

    - bir milletvekili tanıdığımdan rica ettim ve ''20 yaşını geçmiş kişilerin gündelik hayatta metal grubu tişörtü giymesinin yasaklanması'' konulu yasa önerisi şu an mecliste tartışılıyor. kendisinin yalancısıyım ama mhp'liler üstüne gömlek giyenler 5 yıldan başlamak üzere hüküm giysin diye diretiyormuş.

    - şu atlet huyundan da bi vazgeçin. uzun yol otobüs şoförleri sakız beyaz gömleğin içine giyer onu, güzel de durur ama sen sıfır yaka v yaka tişört giyiyorsun bir de içine atlet giyiyorsun arkadaş! takım içine eyvallah tabi. ve hatta üşenme ve git komodinindeki 'askılı atletleri' toz bezi olarak istihdam etmesi için annene teslim et.

    - polo yakayı baba olduktan, çizgilisini de 50'den sonra giyin. v yakayı ise hiç giymeyin. v yaka kadın içindir bilader! senin dekolten mi var amına koyim? (hele ki çizgili-cepli polo yaka tişört! değil baba, dede tişörtü bile değil. bildiğin kızılcahamam'da partinin yaz kampına katılıp istişare toplantılarında bulunan kurmay tişörtü)

    - basic candır. düz siyah veya beyaz bir tişörtün altına iddialı bir şey giysen seni çok şık gösterir mesela. yırtıklı bir jean üstüne dene bence. bu arada, göz yorma! üstündeki iddialıysa, altındaki düz olsun. altındaki iddialıysa da üstündeki... güllü dallı hindistandaki pakistandaki otobüsler gibi gezme yani.

    - düğmeli yaka gömlekten her şeraitte kaçın. ben 18 yıllık mağazacıyım, o düğmelerin ne işe yaradığını çözemedim.

    - bizi çocukluktan beri geniş kesim gömleklere alıştırdıkları için maşallah hala sünnetlik giyer gibi geziyoruz. o yüzden de yerli firmalar eşşek gibi geniş kalıp çalışır. yanlış! gömlek biraz vücuda oturmalı. öyle kol evi 30 santim manşeti kapattıktan sonra bolluktan üstüne düşen gömleklerden vazgeçin.

    - ve allah kahretsin o gömleğin ön cebine bir şey koyma! o, emeklilikten sonraki iş. sonra sigara mı koyarsın? doğalgaz kartı mı koyarsın, yanına kalem mi çatarsın; o senin bileceğin iş. ama şu an yapma bunu il defterdarı gibi.

    - boynun çok kısa veya çok uzunsa ve balıkçılık ile uğraşmıyorsan balıkçı yaka giyme. yarım balıkçı denen şeyi zaten unut. o ne lan? part-time balıkçı!

    - parasını vererek marka reklamı yapmayın! bir gün o eşşek gibi 'gap' sweatı giyen adamı zabıtalara çarptıracam, o olacak. gitsin ödesin artık her dürüst vatandaş gibi 'ilan ve tabela vergisi'ni. ufak bir logo yeterlidir. görgüsüzlüğün alemi yok.

    - giyim terimleri ile ilgili bilgin oduncu gömleğinden biraz gayrı olsun. reglan kol nedir, brit nedir, batik nedir bil en azından. her gördüğün dar kesime ''italyan kesim'' diye atlama mesela. o dar kesimleri italyanlardan önce bizim tüccar terzilerimiz dikiyordu. inanmıyorsan git bak dedenin gençlik fotoğraflarına. yukarıda da dedim ya; kadınlarla giyim kuşam konuşmak, renk konuşmak her zaman ilgi çekicidir. (yine söylüyorum; benim gibi bokunu çıkarmayın tabi)

    - sıfır yaka düz renk kazak giyerek nasıl bir mesaj vermeye çalıştığını düşün. kazak eskilerde kaldı arkadaşım; klimasız mekanlarda, klimasız araçlarda, sobalı evlerde bir gereksinimdi o ve artık emin olun hiçbir mağazada satılmamaya başlandı ve firmalar koleksiyonlarını adamakıllı daralttı. dediğim gibi; basic bir merserize hırka candır ve kurtarıcıdır. ince çizgili kontrast renkli trikolar güzeldir ama abartıp freddy krueger gibi gezme.

    - kareli gömleğin içine baskılı tişört giyip önünü açma!

    - ceplerini otla bokla doldurma. dışarıdan bakan sağında solunda kabarıklık görmesin. önündeki kabarıklığa karışamam tabi. pis abazan seni!

    - takım elbisenin içine olmadığı sürece çizgili gömlek giyme.

    - şu kadife denen şeyi bi hayatından çıkar artık. o bize shetland kazak gibi bir nev'i genetik miras emin olun. onlar olmasa da yaşayabiliriz. ulan dünyanın en pahalı şeyi olsa bile kadife bana garibanlığı çağrıştırıyor emin ol. hele ki o ceket nedir arkadaş? hüsmen ağa mısın?

    - kıyafeti mevsiminde giyin. nisan ayında kaşe ceketle, temmuz ayında flanel pantolonla, ekim ayında keten gömlekle gezmeyin. ketenden yapılma hiçbir mamülle hiçbir zaman gezmeyin zaten. hele ki keten pantolon! boynu altında kalsın onun. dikimden içe katlanan parçaları arkadan orkid gibi görünür, ne kadar ütülersen ütüle üzerinde ağlar pantolon. o değil, hayvan gibi de iç gösterir. herifler utanmasalar sırf şunu giymek için brasilian string giyecek içine. mecbur musunuz lan?

    - ne kadar iyi bir kombin yaparsan yap ve ne kadar şık bir tercihte bulunursan bulun o kemersiz bir hiçtir. kemer görüntüyü o kadar değiştirir ki... ama öyle şerif taytıs gibi amerikan kartallı bengal kaplanlı at nalı gibi tokalı olmasın tabi. daha zarif, birçok şeyle kullanılabilir bir renkte olsun. bedenine göre seç tabi ki. seni iki kere dolanıp ucu brit aralığından çük gibi sarkmasın.

    - allah aşkına şu ''eheh niye bir tişörte o kadar para verecem yaaa... ona vereceğim paraya gider üç tane alır değiş değiş giyerim'' mantığından bi kurtulun! bir tek sen zekisin, kalanımız da malın önde gideniyiz ya; sen çözdün işi di mi? bir yıkamada ağzı yüzü bir tarafa kayacak full polyester şeylere para verip yırıl yırıl koktuğunuzun farkında olmadığınız için collezione, seven hill, defacto gibi markalar dünya'ya açıldı. az alın ama öz alın.

    - ayakkabı için bir bu kadar daha entry gerekir ama özet geçeyim; şu fare görünümlü ayakkabılardan bi kurtulun arkadaş. şu dünyada sadece siyah ve kahverengi ayakkabılar yok. biraz renklendirin ayaklarınızı. ne bileyim bi mor, bi lacivert renklerine de açılın. beyaz ayakkabının her türlüsünden kaçın (spor yapmadığın sürece). bildiğin apaçi styla netekim. şu ayak kemiği siken converse'leri de bi at artık amına koyim. her bi sikin altına giyme o espadrilden hallice şeyleri. öyle tank gibi tabanları dağa çıkıyorsan al. şehirde jeep ile gezene kıro dersin ama ayağında tank paleti gibi ayakkabıyla gezersin.

    - ölçüler hakkında bir fikrin olsun! lise kıyafeti alışverişinde annen ''seneye de giysin'' diye kolu parmaklarının ucunda ceketler/gömlekler almıştı sana ama sen büyüdün kardeş, gelişimini tamamladın. belediye ne kadar az çalışsa da sokakları süpürüyor, sen kendi pantolonunla yapma bunu istersen. ''çocuğun yediği helal, giydiği haram!'' felsefesini unut! çocuk değilsin artık.

    1. ceket kolu bilek hizasında olmalı ve gömlek manşeti altından iki santim görünmeli
    2. ideal paça darlığı 21-22 santimdir. vazgeçin artık şu haldır huldur bootcut pantolonlardan. kısa adam giyince zaten garabet ama uzunu bile biçimsiz gösteriyor.
    3. gömlek yakası boynundan en fazla bir santim geniş olmalıdır
    4. pantolon boyu, topuk boyun hizasında olmalıdır. akordion gibi paça bırakma. topuklu mu giyiyorsun sen sarkozy?
    5. üstüne giydiğin şey omzuzundan düşmesin. ''abinin mi'' diye sorarlar yoksa.
    6. annenle alışverişe çıkma. zira o her şeye 'dar' der.

    şimdi ben böyle yazdım ya; hemmen atlayacak iki tane çok bilmiş ''kendi kafasına göre yazmış ama bizim durumumuzu bilmiyor pezevenk'' diye. eminim. iyi de kardeş ben hiç marka ismi zikrettim mi? tepeden bakar bir tavır mı sergiledim? şu behssettiğim konu genel bir sıkıntı ve her bütçe için yapılabilirliği var.

    ve konudan bağımsız bir serzeniş, bir rica: allah aşkına biraz temiz olun arkadaş. biraz bakın kendinize lütfen. herif yanımdaki masada hatuna determinizmden giriyor parapsikolojiden çıkıyor ama aynı herifin pisuvardaki on santimlik taşak kılını görmek ise bana düşüyor. ne bileyim bi burnunuzdaki, kulağınızdaki kılları görün abi. suyu sevin! haa bohemsindir, vintage bir tarzın vardır ama bu demek leş olmak demek değildir ki.

    ve siz hanımlar; biraz uyarmayı bilin şunları. öyle iki söze muhabbete devirmeyin gözlerinizi. kendinize yakıştırmayı bildiğiniz kadar yanınıza yakıştırmayı bilin artık!

    ***

    15/04/12 pazar günü saat 16 suları, ankara'da bir mağaza:

    30 yaşlarında sempatik bir çift alışverişlerini tamamlamış ama erkek hayatından hiç memnun değil, kadın ise savaş kazanmış muzaffer bir komutan edası ile ıphone'unu kurcalıyor, ben de kasada işlemlerini almak için ürünlerin barkodlarını okutuyorum:

    erkek: keşke şu açık mavi pantolon yerine griyi alsaydık.
    kadın: hayır! bıkmadın mı üniversiteden beri griden? daha üstündeki eskimedi hem. bunun tonu çok güzel.
    erkek: iyi de ebru sen benim böyle bir renk giydiğimi ne zaman gördün? hem bu kışın giyilmez bile.
    ben: bence ebru hanım güzel bir seçim yapmış. açık renk jean kışın giyilmez diye bir kaide yok. üzerine petrol mavisi bir triko giyerseniz çok güzel olur mesela.
    kadın: hah! bak ne güzel dedi beyefendi. bak burada da yazmış adam 'favori bir renginiz olsun. mavi tonları...'' diye...
    erkek: yaa bırak hayatım lütfen. bu saatten sonra elin adamının dediğine göre iş mi yapacağız?
    ben: moda bloğu falan mı o gösterdiğiniz? (jeton düşmedi henüz)
    kadın: yok. ekşi sözlük diye bir site. orada birisi ''türk erkeklerine giyim kuşam tavsiyeleri'' diye bir yazı yazmış da onu gösteriyorum.
    ben: (omuzdan kaynar sular dökülmesi hissini bilirsin ya...) ekşi mi sözlük! aa evet çok komik şeyler yazıyor orada ama ne zamandır takip edemiyorum.
    kadın: bence o yazıyı muhakkak okuyun. mesleki olarak da çok işinize yarar.
    erkek: aman bırakın beyefendi. bir tek o güzel giyiniyor sanki. bi o biliyor ya...
    ben: eheh... başlık ne demiştiniz..?

    ***

    twitter'da hashtag'ının açılıp tt olması, onlarca forumda yüzlerce kişinin tartışması ve onlarca blogda irdelenmesi...

    hepsi gurur ve onur verici ama şu olay burnumun direğini sızlattı be... (bir de niçin durduk yerde %20 indirim yaptığıma anlam verebilselerdi)
  • - iki pantalonun olsun, birini yıkadığında dışarı çıkabil.
    - markete gittiğinde bir çift çorap al, ayağındakini çöpe at. aynı şey boxer için de geçerli.
    - tişörtünü ters çevirince temizlenmiş olmuyor, arada bir yıka.
  • - türk erkeğine; genelde kahverengi gitmiyor, hele bir de esmerse... ayni hülasa, kahverengi giysilerden, özellikle de acı kahve, koyu kahve gibi renklerden kaçınmak iyi olur. bunun yerine; takım elbisede lacivert-beyaz uyumunun güzelliği hiç bir diğer renk takımlarda yok.

    - günlük giyimde siyah takım türklere mahsus... hatta bizim kadınların da en favori akşam giysisi siyah tuvaletler.(efendim zayıf gösteriyormuş. ama az yiyin siz de canım) batılılar siyah takımı genelde cenaze törenlerinde giyiyorlar. doğulular zaten takım giymiyor ki kıyaslama yapalım. uzun etek entari erkeklere de ne yakışıyor, hem de püfür püfür havadar. adamların t.ş.kları bayram ediyordur, yeleken ve de serbest salınımda olmaktan. (neyse bu ekstra bilgi kenarda dursun.)

    -büyük çoğunluk renksiz ruhsuz giyiniyor. hele kış ayları ankara şehri sanki bir "monsters city" gibi. karanlık ruh gibi adamlar, kirli sakal, traşsız surat, asık bir yüz ile gelip geçerken, sanki ruhu emiliyormuş gibi oluyor insan.. istanbulun da geri kalır tarafı yok bazı janti yerler dışında.

    daha çok var da, şimdilik bu kadar yeter herhalde.
  • mümkünse asla benden istememeleri gereken tavsiyelerdir..

    sormayın lan artık "gömleğim nasıl?" diye ! annnnamıyorum.. gömlek işte.. çiçekli olmadığı sürece hepsi bir..
  • spor yapın, fit bir görünüm elde edin zira böyle yaptığınızda üzerinize ne giyseniz yakışıyor.
  • düşük belli çok bol pantolonun paçaları botlara tıkıştırılmasın lütfen. evet. yine pantalon mu pantolon mu diye google'da aradım.evet.
  • erkeğin kış erkeği veya yaz erkeği olmasına göre çeşitlendirilerek hazırlanırsa faydalı olacak tavsiyeler.
  • çorap rengi olarak siyahı tercih edin, bir de giysileriniz ütülü olsun.
hesabın var mı? giriş yap